Yaprak Özer
İndeks İçerik İletişim Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı
İndeks İçerik İletişim Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı
Keiretsu Forum Sponsoru
Üniversitelerin girişimcilikteki rolü
tartışılır durur… Bu konuda dünyada birçok iyi örnek olmasına karşın ABD’nin
öncü olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’deki üniversiteler girişimcilik
ekosistemi oluşturmada geç kaldılar. Buna karşın, son yıllarda üniversiteler ve
girişimciler arasında işbirliğinin artmaya başladığını görüyoruz.
Bir
üniversite, 2 trilyon dolarlık ekonomi
Dünyada girişimci ekosisteminin güçlü olduğu
üniversitelerin başında Massachusetts Institute of Technology ya da bilinen
kısa adıyla “MIT” geliyor. MIT’in başardığı işin ve yarattığı ekonominin
büyüklüğünü anlatmak kolay değil. Ama deneyeceğim; en basit ifadeyle MIT’nin
Türkiye’nin GSYİH ile yarışabilecek güçte olduğunu söyleyebiliriz. Bir
girişimcilik vakfı olan Kauffman tarafından yaptırılan araştırmaya dayanan bu
bilgiye göre; kurucuları hayatta olmayan Intel ya da Hewlett-Packard gibi
şirketlerle, kurucusu MIT mezunu olan ama sonradan başkaları tarafından satın
alınan şirketler de hesaplamaya katıldığında, MIT’nin ekonomik büyüklüğünün, 2
trilyon doları bulacağı öngörülüyor. Bu, dünyanın en büyük 10 ekonomisine sahip
ülkeleri ile yarışan bir süper güce işaret ediyor.
Yaklaşık 3,3
milyon insana istihdam
Rakamlar abartılı gelebilir, ancak unutulmamalı
ki, Amerikan ekonomisinin küresel satışlardaki gelirlerinin büyük bir çoğunluğu
teknoloji odaklı şirketlerden geliyor. Kauffman araştırması da, ABD’deki
istihdamın yüzde 85’inin, küresel satışların ise yüzde 92’sinin teknoloji
odaklı yeni şirketler tarafından üretildiğini gösteriyor. MIT de farklı değil.
MIT tarafından üretilen ekonominin yüzde 85’i teknoloji odaklı şirketlerden
geliyor. Aynı araştırmaya göre MIT mezunlarının kurduğu şirket sayısı 25.800’e
ulaşırken, bu şirketlerde çalışan sayısı da 3,3 milyonu buluyor. MIT mezunlarının kurduğu şirketler sadece
Massachusetts’de 1 milyona yakın iş üretiyor, diğer eyaletleri de işin içine
kattığımızda, bu rakam 2 milyonu aşıyor. Sadece merkezi Massachusettes’te
bulunan yaklaşık 6 bin 900 şirketin gerçekleştirdiği küresel satışın 164 milyar
doları aştığını düşündüğümüzde işin ekonomik boyutu daha iyi anlaşılıyor.
İşin sırrı
girişimcilik ekosisteminde
MIT’i diğer teknoloji üniversitelerinden ayıran
en büyük özelliği olan girişimcilik ekosistemi, öğrencilerin lisans
eğitimlerinden başlayıp doktora ve daha sonrasında da farklı programlarla devam
eden büyük bir süreç ve organizasyondan oluşuyor. Bu ekosistem; eğitim,
araştırma ve bunları bir arada tutan çeşitli ağları tek çatı altında topluyor.
MIT mezunlarının girişimcilik hareketi 70’lerde
başlıyor, bugün kurumsallaşmış bir yapıya ulaşmış bulunuyor. Uzmanlaşmış
laboratuvarlar ile dünyanın farklı yerlerindeki, değişik sektörlerden
şirketlere kapılarını açan üniversitenin MIT Enterprise Forum adındaki ağı
Massachusettes yakınlarında 700 şirkete destek oluyor. Bu Forum yılda 400
civarında küresel ölçekte etkinlik düzenliyor. Üniversite bünyesinde kurulan
MIT Girişimcilik Merkezi 30’dan fazla girişimcilik programıyla üniversite
öğrencileri ve mezunlarının girişimcilik çabalarının daha kurumsal hale
gelmesini sağlıyor. Bu ekosistem hem öğrencilerin hem de mezunların kendi
aralarında network kurmalarına yardımcı olurken aynı zamanda yeni şirketler
kurulmasını da tetikliyor.
Yeni
mezunların iş kurmaları teşvik ediliyor
MIT, üniversite ekosistemi içerisinde
düzenlediği yarışmalarla girişimciliği özendirmeyi de bir gelenek haline
getirmiş bulunuyor. Bu yarışmalarda öğrenciler girişimciliği öğretim üyeleriyle
birlikte, bir takım halinde geliştirmeyi ve bunu bir kültür haline getirmeyi
ilk günden öğreniyorlar. Nitekim Kauffman’ın söz konusu raporunda yarışmalarda
katılımcıların bugüne kadar 150’yi aşkın yeni şirket kurduklarından söz
ediliyor. MIT şirket kurmayı planlayan öğrenci ve mezunlarına da yardımcı
oluyor. Bu amaçla kurulan Venture Monitoring Service (Girişim Takip Hizmeti)
ile MIT’liler şirket kurulumu ile ilgili her türlü danışmanlık hizmetini
alabiliyorlar. Üniversite ayrıca Teknoloji Lisanslama Ofisi (TLO) aracılığı ile
yeni kurulan şirketlere teknolojisi lisansı veriyor.
Öğretim
üyelerine sınırsız destek
MIT’in modelinin ne kadar kurumsal ve aynı
zamanda ciddi bir ekosisteme sahip olduğunu detaylara baktığımızda daha iyi
anlıyoruz. Örneğin üniversite sadece öğrencilere değil, potansiyeli yüksek
fikirlere sahip öğretim üyelerine de destek oluyor. Bu amaçla kurulan Deshpande
Teknolojik İnovasyon Merkezi (Deshpande Center for Technological Innovation)
bugüne kadar öğretim üyelerine ait 100’den fazla araştırmaya finansal destek
vermiş ve bu projeler sonucunda birçok yeni şirket kurulmuş bulunuyor.
Herkesin
hayali birer MIT olmak
Üniversite, vakıf, araştırma merkezi ve hatta
hükümetler, hepsinin gözü MIT’nin üzerinde. Tüm aktörler bu ekonomik mucizenin
sırrını çözmekle meşgul, herkes MIT gibi bir üniversite yaratabilmenin peşinde.
Ülkemizde ve dünyanın çeşitli üniversitelerinde MIT ile ilgili workshoplar,
konferanslar ve işbirlikleri yapılıyor. Bu konuda her ülke kendine göre
modeller geliştiriyor. Tokyo Universitesi (Japonya), Tsinghua (Çin), IIT Bombay
(Hindistan) ve National University of Singapore (Singapur) Asya’nın teknoloji
üniversiteleri olarak ön plana çıkıyor. Özellikle araştırma geliştirme
harcamalarına büyük kaynak ayıran bu üniversiteler, bölgenin ileri
teknolojideki gelişimini ekonomik güce çevirecek potansiyel taşıyorlar. Girişimcilik
ile ilgili organizasyonel yapıları ise henüz MIT kadar güçlü değil, ancak
sanayi ile işbirliği düzeyleri birçok ülkeye göre daha yüksek.
Türkiye'nin en
girişimci üniversiteleri
Ülkemizde ise bu konuda fazla adım atılmış
değil, köklü teknik üniversitelerin özel programlar vasıtasıyla teknoloji
üniversitesi algısını güçlendirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Ancak ileri teknoloji ürünlerinde çok geride
olan Türkiye adımlarını da ürkek atıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi ARI
Teknokent, Bilkent Cybergpark, Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transferi
ve Girişimcilik Merkezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Teknokent ve Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitüsü ülkemizin teknoloji odaklı üniversiteleri arasında
önde geliyorlar.
Etkili adımlardan birisi ise 2012 yılında
TÜBİTAK tarafından atıldı. Kuruluş, üniversitelerin girişimcilik ve
yenilikçilik performanslarına göre sıralandığı "Girişimci ve Yenilikçi
Üniversite Endeksi’ni her yıl düzenli olarak açıklıyor. Önümüzdeki günlerde
2014 yılı sonuçları açıklanmış olacak. En girişimci ve yenilikçi 50
üniversitesinin araştırıldığı bu endeks üniversiteleri; “Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Yetkinliği”, “Fikri Mülkiyet Havuzu”, “İşbirliği ve Etkileşim”, “Girişimcilik
ve Yenilikçilik Kültürü” ve “Ekonomik Katkı ve Ticarileşme” gibi başlıklar
altındaki 23 göstergeye göre değerlendiriyor.
Türkiye’de girişimcilik ile ilgili eksik hem
üniversitede, hem de mezuniyet sonrasında ciddi bir ekosistem oluşturulamamış
olması. Bu konuda alınacak çok ders var. Üniversiteler arası girişimcilik ve
yenilikçilik odaklı rekabetin artması ve dolayısıyla girişimcilik ekosisteminin
gelişmesine katkı sağlayan "Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi”
gibi çalışmaların da artması gerekiyor. Keiretsu Forum İstanbul’un İTÜ, Avea ve
TEB ile işbirliklerinin artarak devam etmesini bekliyoruz.