Türkiye’nin Kuluçka Ekosistemine Kuşbakışı
Salih Ergüt,
AveaLabs Genel Müdürü
Son yıllarda tüm dünyada artan ihtiyaçlar doğ- rultusunda küçük çaplı teknoloji firmaları “start-ups” kurulmuş ve bu firmalar ihtiyaç duyulan
ürünleri hayata geçirip, ticaretini yaparak büyümeyi hedeflemiştir. Start-up
firmalar ürünlerini geliştirirken en baştan son aşamaya kadar bir takım ayni ve
nakdi gereksinimlere ihtiyaç duymakta ve bu gereksinimlerin başında teknik ve
ticari mentorluk, eğitim, fiziksel çalışma alanı ve finansal destek
gelmektedir. Türkiye’de ise start-up firmaların ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla “Kuluçka” ve “Hızlandırıcı” merkezlerin kurulduğunu görüyoruz.
“Kuluçka
Merkezleri” start-up firmalara, ürünlerini geliştirme sürecinde
hayatta kalabilmeleri ve büyüyebilmeleri için ihtiyaç duydukları alanlarda
destek olmayı amaçlayan kuruluşlardır. Türkiye Kuluçka Merkezlerinde destek
sürecinin, ürünün fikir aşamasından ticarileştiği ana kadar sürdüğü (6-18 ay
arası) ücret talep etmeksizin ofis alanı, eğitim, teknik-ticari mentorluk ve
ortak proje geliştirebilme gibi olanaklar sunulduğu gözlemlenmektedir.
“Hızlandırıcı
Merkezler” ise; start-up firmalara global piyasada hayatta kalmalarını sağlamak
amacıyla danışmanlık hizmeti, kısa sürede ihtiyaç duydukları konularda bilgi
sahibi olmaları için hızlandırılmış eğitim, ürünlerinin prototipini
oluşturabilmeleri için kullanabilecekleri çalışma alanı ve çoğunlukla finansal
destek sağlayan kuruluşlardır. Kuluçka Merkezleri’nden farklı olarak, start-up
firmalara nakdi destek sağlama ve ürünlerini test etme olanağı sunma konusunda
daha aktif merkezlerdir.
Türkiye’deki
Merkezlerde Kuluçka ve Hızlandırıcı tanımlarında anlam karmaşası olduğu
görülüyor!
Kuluçka Merkezi adı altında kendini lanse eden merkezler incelendiğinde,
Kuluçka Merkezlerinin de kendi içinde ayrışabileceği söylenebilir. Merkezlerin
verdiği desteklere göre Kuluçka merkezi taksonomisi “Kurumsal” , “Özel” ve “Üniversite” olmak üzere üç gruba
ayrılabilir. Kurumsal firmaların kendi bünyesinde oluşturdukları “kurumsal”
Kuluçka Merkezleri, kar odaklılığı yüksek olduğu için start-up firmalarla ürün
geliştirme sürecinde daha çok iş birliği içinde çalışır ve kendi olanaklarını
(örneğin; test laboratuvarları) kullanma imkanı sunar. Bir şirket mantığında
kurulan “özel” Kuluçka Merkezleri de, danışmanlık ve mentorluk noktalarına daha
çok odaklanır ve kısmen nakdi yardım sağlayarak start-up firmaları destekler.
Üniversite bünyesinde kurulan “üniversite” Kuluçka Merkezleri ise; start-up
firmalara üniversite ağını ve altyapısını kullanma imkanı sunar ve kısmen
finansal destek sağlayarak bu firmaların gelişmesine katkıda bulunur. Ayrıca Özel
ve Üniversite Kuluçka Merkezlerinin farklı merkezlerle de işbirliği yapmakta ve
dayanışma ile girişimcileri daha fazla desteklemeye çalışmaktadırlar. Kuluçka
hizmetlerinin böyle geniş bir yelpazeyi kapsadığı girişimcilik ortamında,
start-up firmaların kendi ihtiyaçları doğrultusunda ve kendi alanına/sektörüne
hitap edecek kuluçka merkezlerini belirlemeleri ve onlarla çalışmaları kritik
önem taşımaktadır.
Hızlandırıcı Merkezlerini de kendi içinde “kurumsal” ve “üniversite” olmak üzere iki sınıfa ayırmak mümkün.
“Kurumsal” olarak sınıflandırılan Hızlandırıcı Merkezler, daha çok kâr odaklı
olduğu söylenebilir. Start-up firmalarla daha yoğun iş birliği içinde çalışır
ve böylece daha kısa sürede ürünlerin ticarileşme aşamasına gelmesi sağlanır.
Üniversite bünyesinde kurulan “üniversite” Hızlandırıcı Merkezlerine göre, daha
çok nakdi destek sağlar ve kendi şirket olanaklarını kullandırarak start-up
firmalara ürünlerini test etme olanağı sunar.
Genel olarak hızlandırıcı ve kuluçka merkezi adı altında Üniversite
yapılanmasını ikiye bölsek de, Üniversite Kuluçka Merkezi ile Üniversite
Hızlandırıcı Merkezlerin arasında sadece süre açısından farklılık gösterdiği de
gözden kaçmamalıdır.
Kendini hızlandırıcı olarak tanımlayan bazı merkezlerde yapısal
farklılıklar olduğu gözlenmiştir. Bu tip merkezler, kuluçka merkezi gibi
danışmanlık, mentorluk, ofis olanağı vb. olanakları daha uzun vadede ancak
hızlandırıcı merkezi mantığında start-up firmalara sunmaktadır. Bu nedenle bu
tip merkezleri tanımlayabilecek yeni bir taksonomi ortaya çıkarılabilir: “Kuluçkavarî Hızlandırıcı Merkezler”(Incubative Accelerator).
Son olarak, Türkiye’de de “inovasyon” kavramı girişimcileri destekleme
noktasında çok yaygın değildir. Türkiye’deki bazı kurumsal firmalar, kendi
bünyesinde bir İnovasyon Merkezi kurarak, şirket içi fikir ve projeleri
geliştirip ticarileştirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu merkez ekosistemi
“girişimci-start-up” firmaları desteklemeye odaklanmamıştır.
Kuluçka ve
Hızlandırıcı Merkezler birbirinden hangi özellikleri ile ayrışıyor?
Kuluçka Merkezleri ile Hızlandırıcı Merkezler arasındaki temel farklara
bakıldığında, ilk gözle görülür farkın destek süresinde olduğunu görebiliriz.
Kuluçka merkezlerinde 6 ay ile 18 ay arasında değişirken, hızlandırıcılarda 5
hafta ile 12 ay arasındadır. Kuluçka Merkezleri, start up şirketleri ile daha
uzun destek süreci geçirdiğinden dolayı , ortak proje geliştirmeye daha çok
eğilimlidir. Özellikle kar odaklı kuluçka merkezleri, projeleri ticarileşme
aşamasında kendi bünyesine almayı hedeflediğinden, start-up firmalarla proje
geliştirme aşamasında daha kooperatif bir şekilde çalışırlar. Bunun yanı sıra,
Kuluçka Merkezleri start-up firmaları genellikle ihtiyaç dahilinde ya da ürün
ticarileşme aşamasındayken kendi yatırımcı ağı ile buluşturur. Ancak,
Hızlandırıcı Merkezler yatırımcı ağı ile buluşturmanın yanı sıra, çoğunlukla
start-up firmalara finansal destek sağlama olanağı da sunar.
Dünyadaki Kuluçka
Ekosistemde farklı yapılanmalar bulunuyor!
Girişimcilik ekosistemini destekleyen benzer yapılar Avrupa ve Amerika’da
da yıllar önce hayata geçmiş, bu bölgelerde de sağladıkları olanaklar açısından
birbirinden farklılaşan mekanizmalar oluşmuştur. Avrupa Bölgesi’ndeki merkez
yapılaşmasını incelediğimizde, “kuluçka” ve “hızlandırıcı” terimleri sıklıkla
karşımıza çıkmaktadır. Telefonica’nın 2013 yılında yaptığı bir araştırmaya göre;
AB’deki Kuluçka Merkezleri, farklı olarak start-up firmalardan genellikle
minimum tutarda aylık kira ücreti de temin eder. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde “Company Builder” (Şirket kurucusu)
terimi de yaygın olarak kullanılır. “Company builder” (Şirket kurucusu)
sisteminde, diğer merkezlerden farklı olarak yenilikçi iş imkanları, kurucunun
uzman olduğu alan ya da sektör baza alınarak yaratılır. Start-up firmalar
üzerinde birçok yetkiye sahip oldukları için, neredeyse o firmanın sahibi konumundadır
ve başlangıç aşamasında kurucunun tüm kaynakları kullanılır.
Amerika’da ise, kullanılan terimler farklılaşmakta ve burada ‘inovasyon’
kavramı oldukça yaygın kullanılmaktadır. Amerika’da kurulan “İnovasyon
Merkezleri”, “kurumsal” ve “özel” olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Birçok
kurumsal firma kendi bünyesinde farklı lokasyonlarda “İnovasyon Merkezleri”
kurmuştur. Bu merkezler, start-up firmalara hitap etmekten çok, kurumsal
şirketin kendi ihtiyaçlarını giderecek “çalışan kişi” profilini bulmaya
odaklanmıştır. Bu merkezlerin hedefi, kısa sürede ürünün prototipini ortaya
çıkarmak ve kar odaklı olduklarından dolayı en kısa sürede ürünü
ticarileştirmektir. Bunun dışında, “özel” olarak nitelendirilebilecek İnovasyon
Merkezleri, aylık belirli bir kira ücreti karşılığında start-up firmalara
fiziksel çalışma alanı ve bir kampüs niteliğinde oldukları için diğer start-up
firmalarla iletişim kurma/haberleşme olanağı sunar. Amerika’da Hızlandırıcı
Merkezler de bulunmaktadır ancak Kuluçka Merkezleri nadir olarak yer alır.
Sonuç olarak, dünya üzerinde artan ihtiyaçları gidermek amacıyla kurulan
start-up firmaları desteklemek ve hızla gelişen teknolojiye ayak uydurmak için
birçok merkez kurulmuştur. Özellikle Türkiye’de, start-up firmaların mentorluk,
eğitim, fiziksel çalışma alanı ve finansal destek bulma gibi temel
gereksinimlerine destek olan bu merkezler Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı
Merkez olarak iki farklı türde görülebilir. Start-up firmaların bu ekosistemi
daha iyi anlamaları adına Kuluçka Merkezleri kendi içinde özel”, “kurumsal” ve
“üniversite”; Hızlandırıcı Merkezler de “özel” ve “kurumsal” olarak
sınıflandırılabilir. Çoğunlukla kurumsal firmalar bünyesinde İnovasyon
Merkezleri ise, girişimcileri desteklemeye odaklanmamıştır. Bu merkezler, kâr
odaklılığının yüksek olması ve en kısa sürede yenilikçi ürünleri ticarileştirme
amacı gütmesi nedeniyle, kendi istediği alan/sektörde çalışabilecek kişileri
desteklemektedir.