Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten

Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten
Keiretsu Forum Türkiye Temmuz 2014 Bülten

11 Şubat 2014 Salı

“Keiretsu”, yani işbirliği her şeyin anahtarıdır


Keiretsu Forum Türkiye üyesi ve Eczabaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, Melek Yatırımcılık ve girişimcilik ile ilgi düşüncelerini paylaştı. Girişimcinin, esas itibariyle cesur ve gözü pek olması gerektiğinin altını çizen Faruk Eczacıbaşı, “Melek yatırımcı da sadece para veren değil, o işe gönül koymuş, inanmış kişidir. Keiretsu, Japonca’da “işbirliği” demek. İşte bu sözcük, her şeyin anahtarı bence” dedi.

- Melek Yatırımcılık, Türkiye için yeni olsa da dünyada uzun süredir uygulanan bir model. Türkiye’ye neden bu denli geç girdiğine inanıyorsunuz?


İş yönetimine dair çok sayıda fikir ve uygulamanın beşiği ABD. Melek Yatırımcılık kavramı ve sözcüğü de oradan. New Hampshire Üniversitesi’nden Prof. William Wetzel bu sözcüğü 1978’de bir çalışmasında finansal destekli mentorluk anlamında kullandı. Kısa sürede hem sözcük hem uygulama yaygınlık kazandı. ABD’den Uzak Doğu’ya ve Avrupa’ya yayıldı. Ama yine de en güçlü olduğu yer Amerika ve Anglosakson bazlı ülkeler diyebilirim... Türkiye de bu gruba yaklaşmaya hazır. Çünkü, yüksek enflasyonist ortamdan kurtulalı 10 yıl kadar oluyor. Bu sayede, düşük düzeyde enflasyonda işleyebilecek kurumlar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Ama bence en önemlisi, hükümet melek yatırımcılığın önünü açtı. Gerekli hukuki düzenlemeyi yaptı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “1000 Melek Yatırımcı” girişimi başlattı. Hazine Müsteşarlığı “melek yatırımcı lisansı” vermeye başladı. 2013 sonuna kadar 154 kişi lisans aldı ve daha da alacak. Bu, özel girişimi ülkemizde melek yatırımcılıkla teşvik yönünde çok sevindirici bir gelişme.

- Batılı ülkelerdekileri yatırımcılarla ve Türk melek yatırımcıları kıyasladığınızda fark görüyor musunuz?

Yine Amerika’daki melek yatırımcılarla karşılaştırdığımız zaman Türk yatırımcıların sistematik bir şekilde yatırımları analiz etmekte biraz daha deneyim kazanmaları gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca teknoloji yatırımlarına geldiğimiz zaman da bütün dünyada beklentilerin hızla değiştiğini, pazarların çok belirsiz olduğunu ve bu konuda da değişime uyum olması gerektiğine inanıyorum.


- Geliştirilmesi ve daha etkin olması için neler yapılabilir? Girişimcilere ve yatırımcılara düşen görevler nedir?


Ben buradaki en büyük sakıncayı hem girişimcilerin hem yatırımcıların aynı pazara kilitlenmiş olarak kalmalarında görüyorum. Bence sadece bir ülke pazarına değil, daha geniş ve daha global bir pazara hitap edebilmeliler. Ayrıca, mutlaka kendisinin iyi tanıdığı ve bildiği konuda yatırım yapmalı. Elindeki kaynağı tek bir projeye değil, birkaç değişik projeye birden bölüştürmeli... Elbette bir öğrenme süreci var. Bunca yıldır ülkemizde olmayan bir uygulamayı hemen çok başarıyla uygulamamız beklenemez. Bir yerden başlamak lazımdı. Başladık, öğrenerek ilerleyeceğiz.


- Melek yatırımcılık girişimi, bir yatırımcıya ve dolayısıyla ülke ekonomisine ne tür katkılar sağlayabilir? Diğer bir deyişle yatırımcılar “melek yatırımcı” olmaktan neden korkmamalı?


Girişimci, esas itibariyle cesur ve gözü pek olmalı. Risk almayı doğal kabul etmeli. Hele melek yatırımcı, sadece para veren biri değildir. O işe gönül koymuş, inanmış, manevi bir bağ kurmuş kişidir. Zaten işin içinde mentorluk olmasının nedeni de bu manevi bağ. Ülke ekonomileri artık global ağın içinde yer alıyor. İletişim, milisaniye hızında hisse senetlerini alıyor satıyor, veri ve bilgi dünyayı web üzerinden dolaşıyor. Bu iletişim ve bilişim devrimi nedeniyle şirketler, eğer dünyada rekabet arenasına çıkmak niyetindeyse, ona göre hareket edecek. Bu da hem ürün know-how’ını hem servis know-how’ını global standart düzeyine çıkartmak ve o düzeyde tutturmak, hatta daha iyileştirmek demek. Türkiye’deki yatırımcıların ben daha çok kurumsal yatırımlara eğilimleri olduğunu düşünüyorum. Melek yatırımcılar daha çok bireysel ve küçük yatırımlara ağırlıklı olarak giriyorlar.


- Türkiye’deki genel girişimci profili nasıldır? Yaşları, eğitimleri, ilgilendikleri alanlar nelerdir?


TOBB, Global Entrepreneurship Monitor Raporu’na dayanarak, 2010’da Türkiye’de girişimciliği inceledi. 2008 yılında 18-64 yaş arasındaki yetişkin nüfusun % 3.2’sini oluşturan kuruluş aşamasındaki girişimcilerin oranı, 2010’da % 3.7'ye çıktı. Yeni iş sahibi girişimciler oranı % 3’ten % 5.1’e yükseldi. Erken dönem girişimci oranı % 6’dan % 8.6’ya çıktı. Kurumsallaşmış girişimciler oranı % 4.8’den, % 10.7’ye yükseldi.


Türkiye, yeni iş sahibi girişimciler oranı ile araştırmaya katılan 24 ülke arasında 9. sırada yer aldı. Kuruluş aşamasındaki girişimciler sıralamasında ise Türkiye, 20. sıradaydı. Yeni verilerde bu düzeyin daha üstüne çıkmış olmamız gerekiyor. Bu, bence gayet olumlu bir gelişme.


- Yurt dışındaki girişimcilere kıyasla, Türkiye’dekilerin ilgi alanları ve girişimcilik gayretleri benzerlik mi yoksa farklılık mı gösteriyor?


Ben Türkiye’de daha hala ağırlıklı olarak Türkiye pazarının ön planda olduğunu düşünüyorum. Elimizde istatistik veri olmadan ve bunları karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmeden tahmin yürütmek anlamsız ve yararsız olur. Türkiye’deki girişimciliğin boyutları ve hacmi, bu işleri kaç yüzyıldır yapan yabancı şirketlere kıyasla çok dar. Ama genişleyecek. Şunu da çok büyük bir memnuniyetle ifade edeyim ki Avrupa’da yerleşik Türk girişimcilerin yıllık cirosu 63 milyar Euro’ya yaklaştı. Bu husus, Türk diasporasının da girişimcilik konusunda Türkiye’deki arkadaşlarına know-how aktarma aşamasına ilerlediğini gösteriyor.


- Gözlemlediğiniz kadarıyla hangi tür girişimler talep görüyor?


Eminim Keiretsu bunu çok daha iyi değerlendirebilir. Ama benim görüşüm, internet üzerindeki servislerin daha ağırlıklı olduğu yönünde.


- Keiretsu Forum’un benzerlerinden farkı nedir?


Keiretsu’nun bence en önemli farkı uluslararası bir know-how network’unu Türkiye’ye taşıyabilmesi, dolayısıyla hem Türkiye için uluslararası know-how’ın kullanımını daha kolaylaştırması hem de Türkiye’deki yatırımcıların uluslararası girişimcilerle tanıştırma olanağını sağlaması. Ben bu açıdan çok önemli görüyorum. Çünkü girişimcilik, KOBİ olarak başlıyor ve sürüyor. 60 bin kadar ihracatçı KOBİ’miz var. Hem bu sayıyı, hem de ihraç ürünlerinde katma değer oranını artırmak için know-how network’üne dahil olmak elzem. Keiretsu, Japonca’da “işbirliği” demek. İşte bu sözcük, her şeyin anahtarı bence.

Faruk Eczacıbaşı
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı